
KORONAVİRÜS , SELLER , YILDIRIMLAR, KANSER , BEYİN YİYEN AMİP..
21.yüzyılın ortalarına doğru 2020 yılındayız. Bilimin ve teknolojinin en hızlı ilerlediği yıllardayız. Birçok yenilikle, 2020 yılından büyük bir beklenti içindeydik.Üretimin ve tüketimin zirve yaptığı, henüz üretilmemiş ürünlerin bile taliplerinin olduğu bir yıldı. Elon Musk gibi girişimcilerin aya insanlı seyahatler düzenleyeceği, starlink gibi dev projelerle internet dünyasının çağ atlayacağı bir yıl...ve birden Çin'in garip bir kentinin garip bir pazarında garip bir hayvandan garip bir şekilde ortaya çıkan bir virüs: KORONAVİRÜS korkutucu adıyla KOVİD-19.Bütün bu hayallerin önüne adeta bir set oldu.Bugün itibariyle dünya genelinde 500.000'den fazla ölüm. Bir de bu yetmezmiş gibi peş peşe gelen sel haberleri..ölüm.. Çok yüksek sayılarda düşen yıldırımlar, ölüm..Depremler, ölüm..Kanser hastalıklarının zirve yaptığı yıllar, ölüm..Şimdide beyin yiyen amip, bir hafta içinde ölüm.. Gerçekten de ölümün, afetlerin etrafımızda kol gezdiği; insan eliyle bozulan doğanın insana adeta nefret kustuğu bir 2020 yılı geçiriyoruz.İlk yarısını bir şekilde sağ salim atlattığımız 2020 yılının umarım ki ikinci yarısı çok daha farklı ve güzel olur, ama bir iş nasıl başladıysa öyle devam edermiş derler o yüzden ikinci yarıya da tedbirli girmekte fayda görüyorum. Tüm bunları göz önünde bulundurup düşündüğüm zaman, aslında ölümün ne kadar doğal olduğunu ve bir şekilde, eninde sonunda öleceğimizi hatırlıyorum.Öleceğiz ve bundan hiç bir kaçış yolu yok.Hatta ölmek, yaşamaktan daha kolay öyle değil mi? Fakat ölümden kaçamıyoruz diye de ölüme teslim olup, yaşamayacağımız anlamına da gelmemeli.Hatta hayata daha da sıkı sarılıp, yaşadığımız her anın değerini bilmeli, her anında haz almalıyız diye düşünüyorum. Doğru sorulara verilen doğru cevapların düşüncelerimizi; düşüncelerimizin de yaşam biçimimizi, hayata bakışımızı belirlediğini düşünüyorum ve inanıyorum ki hepimiz bu konuda aynı fikirdeyizdir.Peki doğru soru ne olmalı? Herkesin kendisine sorabileceği en doğru soru ve en doğru cevap farklıdır. Ama şimdi soracağım sorunun cevabı hepimizi aynı yere götürebilir: Dolu dolu bir hayat yaşamaya.. Soru şu: Madem öleceğim, nasıl bir hayat yaşamalıyım ki her anından lezzet alayım ve ölüm geldiğinde onu gülerek karşılayabileyim? Burada alınacak kararlar hep bize bağlı. Bu soruya vereceğiniz cevaba göre hayatınızı şekillendirmelisiniz. Ayrıca şunu iyi anlamanızı isterim. "Herkes kendi hayatını yaşar. Kendi yaptıklarınızın olumsuz sonuçlarını da siz kendiniz yaşarsınız, olumlu sonuçlarını da." Dolayısıyla alacağınız kararları uygularken, başkaları ne der gibi düşüncelerden arınmalısınız. Bence dolu dolu hayat yaşamanın bir numaralı kuralı bu olmalı: Kimseyi rahatsız etmeden, kendinize öncelik vermek. Haydi o zaman yeni bir hayat planı yapmaya beraber başlayalım.
![]() |
| Kaliteli besin, sağlığın öncelikli şartıdır. |
Karar 1: Sağlıkla ilgili
Hepimizin bildiği gibi her şeyin başı sağlık. Hem ölümle yaşıyoruz, hem ölümü olabildiğince ertelemeye çalışıyoruz. Öyleyse bunun için eylemde bulunmak gerekiyor öyle değil mi?
Ben işimi sağlığımın önüne koyma gafletinde bulundum. Ve bilin ne oldu. Öyle umulmadık yerde ve zamanda bir sağlık problemi yaşadım ki o yoğunluğun arasında işimden uzaklaşmak zorunda kaldım ve her şey alt üst oldu. İşte bu yüzden dersimi aldım ve artık öncelik sağlık diyorum. Peki nasıl sağlıklı olacağız? Bunun için neler yapmalıyım?
- Beslenmeme dikkat edeceğim ve daha sağlıklı, dengeli besleneceğim. Kola gibi zararlı içeceklerin ve cips gibi yağlı zararlı yiyeceklerin kullanımını minimuma indireceğim.
- Spor yapacağım. Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. Yüzme, yürüyüşler, dağ tırmanışları, kuvvet artırıcı sporlar yapacağım ve hemen bir spor planı çizeceğim.
- Düzenli bir uyku zamanlaması yapacağım. Gece 11:00'de yatıp sabah 6:00'da kalkacağım. Bunun için de ritüeller oluşturacağım. Örneğin 10.30da yatağıma girip yarım saat kitap okuyacağım. Sabah kalkınca da hava güzelse güzel bir yürüyüş yapıp, hava kötüyse evde sabah sporumu yapıp sonrasında duşumu alıp, paşalar gibi kahvaltı yapacağım.
Dünyanın en büyükleri, saatlerini kitaplara harcamaktadır. |
Karar 2: Entelektüel ve kültürlü olmakla ilgili
Artık bilgi çağında yaşıyoruz. Öyle ki soluduğumuz havada, gözümüze yansıyan ışıkta hep bilgi akışı var. İnternet çağındayız. O yüzden artık kimsenin bilgisiz kalma lüksü yok. Ben de bu bilinçle her imkanı kullanarak daha daha entelektüel olacağım.
- Her gece yatmadan önce yarım saat kitap okuyacağım ve ayda en az üç kitap bitireceğim.
- Her kitap bitirişimde de o kitapla ilgili notlar alacak, kendime dahi olsa kitaptan aklımda kalan yada dikkatimi çeken parçaları anlatacağım.
Arkadaşlar insanda iki şey çok önemlidir. Psikolojik sağlık ve Fiziksel yani biyolojik sağlık.


Yorumlar
Yorum Gönder